SAHİH-İ MÜSLİM

Bablar Konular Numaralar  

YOLCU NAMAZI BAHSİ

<< 760 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

175 - (760) وحدثني زهير بن حرب. حدثنا معاذ بن هشام. حدثني أبي عن يحيى بن أبي كثير. قال: حدثنا أبو سلمة بن عبدالرحمن؛ أن أبا هريرة حدثهم؛ أن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال:

 "من صام رمضان إيمانا واحتسابا، غفر له ما تقدم من ذنبه. ومن قام ليلة القدر إيمانا واحتسابا غفر له ما تقدم من ذنبه".

 

{175}

Bana, Züheyr b. Harb rivayet etti. (Dediki): Bize Muâz b. Hişâm rivayet etti. (Dediki): Bana, babam, Yahya b. Ebi Kesir'den rivayet etti. Demişki: Bize, Ebû Selemete'bnü Abdirrahmân rivayet etti. Onlara da Ebû Hureyre rivayet etmiş ki, ResûluIIah (Sallallahu Aleyhi ve Sehlem) :

 

«Her kim ramazanda îmân ve ihtisâbla oruç tutarsa, o kimsenin geçmiş günahları affolunur. Ve her kim Kadir Gecesinde îmân ve ihtisâbla namaz kılarsa, o kimsenin de geçmiş günahları affolunur.» buyurmuşlar.

 

 

176 - (760) حدثني محمد بن رافع. حدثنا شبابة. حدثني ورقاء عن أبي الزناد، عن الأعرج، عن أبي هريرة، عن النبي صلى الله عليه وسلم قال:

 "من يقم ليلة القدر فيوافقها (أراه قال) إيمانا واحتسابا غفر له".

 

{176}

Bana, Muhammed b. Râfi' rivayet etti. (Dediki): Bana Verka', Ebû'z-Zinâd'dan, o da A'rac'dan, o da Ebû Hureyre'den, o da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen rivayet etti. Efendimiz:

 

«Her kim Kadir Gecesinde namaz kılar da (zannederim îmân ve İhtisâbla ona rastlarsa dedi) o kimseye mağfiret olunur.» buyurmuşlar.

 

 

İzah:

Bu hadîsleri Buhari «îmân» ve «Oruç» bahislerinde, tahrîc ettiği gibi Ebû Dâvûd, Tirmizî, Nesâî ve İbni Mâce dahî rivayet etmişlerdir.

 

Rivayetlerin bâzılarında ramazanın kıyamından, bâzılarında da sıyâmından bahsedilmekde ve her ikisi hakkında da: «îmânla ihtisâbla...» tâbirleri kullanılmaktadır. Bu tâbirlerden murâd: «Her kim hak olduğunu tasdik ederek ve riya için değil de Allah'ın rızâsını hesaba katarak namaz kılar ve oruç tutarsa, geçmiş günâhları affolunur.> demekdir.

 

Zîra bazen insan bir şey'in doğru ve hak olduğuna inanarak, onu yapar. Lâkin ihlâs ve. samimiyetle değil riya ve gösteriş için yahut korku vs. den dolayı yapar, böylesinin sevabı yokdur.

 

İhtisâb: hesaba katmak, Allah rızâsı için yapmak mânâlarına gelir.

 

Ramazanda kaaîm olmanın mânâsı, ramazan gecelerinde namaz kılmakdır.           

 

Birtakımları bundan murâd teravih namazı olduğunu söylemiş; bâzıları yalnız terâvih'e mahsûs değil, geceleri ne zaman namaz kılınsa bu fazîîet hâsıl olur; demişlerdir.

 

Teravih namazının sünnet olduğunda ulemâ müttefikdir. Yalnız efdal olan hakkında ihtilâf etmişlerdir. Imam A'zam , İmam Şafiî ve ekseriyetle sâir Şâfiiyye ulemâsına, îmam Ahmed b. Hanbel ile Mâlikîlerden İbni Abdilhakem'e göre terâvih'i mescidlerde cemaatla kılmak efdaldır. Netekim Hz. Ömer ile diğer ashâb-ı kiram onu, bu şekilde kılmışlar; müslümanlar da böyle kılmaya devam etmişlerdir. İmam Mâlik, İmam Ebû Yûsuf, Tahâvî ve Şâfiîler ile sâir mezhepler ulemâsından bâzılarına göre terâvîh'i evlerde yalnız kılmak daha faziletlidir. Çünkü Resûl-i Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):

 

«Farz namaz müstesna olmak üzere namazın en faziletlisi, kişinin evinde kıldığı namazdır.»  buyurmuşlardır.

 

Hadîsin oruç rivayetine göre acaba oruç ismi verilebilecek en az mikdâr meselâ bir gün tutmakla va'dedilen sevaba nail olunur mu, olunmaz mı? Zahire bakılırsa olunmaz. Çünkü bütün ramazan günlerini oruçla geçirmeyen kimseye örf-ü âdetde oruç tuttu denilmez. Oruç tuttu denilebilmek için bütün ramazan günlerini oruçlu geçirmek icâb eder. Fakat hastalık veya benzeri bir sebepden dolayı mâzûr olup da oruç tutmaya niyet ettiği hâlde, tutamıyan kimse hükümde dâhildir.. Yâni o kimse, va'd edilen sevaba nail olur. Netekim bir kimse hastalıkdan dolayı namazını oturarak kılsa, kendisine ayakta kılanlar sevabı verileceğini ulemâ-i kiram beyân etmişlerdir.

 

Kadir gecesi hakkındaki sevaba nail olmak için Ulemadan bâzılarına göre bütün geceyi ibâdet ve tâatla ihya etmek şart değildir. Yatsının farzını kılmak bile o geceye va'd buyurulan sevaba nail olmaya kâfidir. Fakat zahire bakılırsa o gecenin sevabına nail olabilmek için bütün geceyi ibâdetle ihya etmek şarttır. Bir günün yalnız bir kısmında veya o günün ekserisinde oruç tutmakla bir kimse oruç tutmuş sayılamıyacağı gibi, Kadir gecesinin bir kısmında ibâdet yapmakla dahî, o gece ihya edilmiş sayılamaz.